Bakü Tarihçesi

Bakü, Kafkaslar’ın en büyük şehri ve Azerbaycan’ın başkenti. Hazar Denizi’ne de kıyısı olan Bakü, bölgenin en komopolit şehri olarak biliniyor. Aynı zamanda, dünyada en hızlı şekilde değişen, Doğu ve Batı’yı sorunsuzca harmanlayan şehirlerden biri.

Kentin üç kısmı bulunuyor: Tarihi eskilere dayanan İçəri Şəhər, Sovyetler Birliği’ne bağlıyken kurulan bölge ve Sovyetler sonrasında inşa edilen yeni kısım. Her dönem, uzaktaki dost ülke olarak bildiğimiz Azerbaycan’ı daha yakından tanımak isteyenler için, Bakü en doğru şehir…

Bakü isminin, Farsça’da “rüzgarların şehri” anlamına gelen “bad kupe” sözcüklerinden türetildiği düşünülüyor. Yani, Hazar Denizi üzerinden ayda birkaç kez şehre uğrayan xəzri rüzgarlarının şehrin ismine katkısı olduğu söylenebilir.

Yaşamakta oldukları Şamaxı kentinin 1191’de depremle yıkılmasından sonra, Bakü’nün bulunduğu topraklara taşınan Şirvanşah isimli dönemin bölgesel liderleri, kentin daha popülerleşmesini sağlamış. Moğol saldırılarılarıyla dönem dönem büyük hasarlar alan şehir, en görkemli dönemlerini Şirvanşah Halilallah I döneminde yaşamış. Babasının yarım bıraktığı büyük saray kompleksini Halilallah, bu dönemde tamamlamış.  1501’de, Şair Xatai olarak da bilinen Şah İsmail, sünni olan halkı, Şii mezhebine çevirmeye çalışmış.

Ruslar ve İranlılar arasında bir süre, sürekli el değiştirdikten sonra kent 1806, 1813 ve 1828’deki anlaşmalarla Ruslara verilmiş. Kent bu dönemlerde yaşadığı su sorunlarını, uzaktaki dağlardan kente kanal döşeyerek çözmeye çalışmış. Bakü’de petrolün bulunması kente Rus işçi, patronların akın etmesine ve nüfusun %1200 artmasına sebep olmuş. 1905’te Bakü, dünya petrol rezervlerinin %50’sine sahipmiş. Petrolün öneminin de artmasıyla birlikte, patronlar, kazandıkları paralarla kente yeni modern binalar yaptırmaya başlamış.

Rusya’da 1918 devrimi öncesindeki gergin ortamda, Azerbaycan sahip olduğu petrol yatakları nedeniyle tam anlamıyla ortada kalmış. Menşevikler, Bolşevikler, İngilizler ve hatta bizim de dahil olduğumuz, bir takım aleni ve gizli çatışmalar sonucunda 1920’de Kızıl Ordu şehri almış. 1991’de dağılan Sovyetler Birliği’nden sonra ülke bağımsızlığını kazanmış. 2005’te tamamlanan ve dünyanın en uzun ikinci boru hattı olan BTC hattı, kentin bugünlerde hızla gelişmesini sağlıyor.